İNSÜLİN-KANSER İLİŞKİSİ



SORU 1: İNSÜLİN DİRENCİ KANSERE YOL AÇABİLİR Mİ?
Obezite, diyabet (özellikle tip 2) ve insulin direnci varlığının kanser  (özellikle meme, kolon ve pankreas) gelişimi arasındaki ilişki uzun süredir bilinmektedir. Tüm insulin formları hücre yüzeyinde bulunan spesifik insulin reseptörüne bağlanarak etkilerini gösterirler. İnsulin benzeri büyüme faktörü 1 (IGF-1) ise gen ekspresyonu üzerine etki ederek hücre büyümesi ve farklılaşması üzerine etki etmektedir. İnsulin ve IGF-1 reseptörleri yapısal olarak birbirlerine bir miktar benzerlik göstermektedir. İnsulin bir miktar IGF-1 reseptörü üzerinden mitojenik aktivite, IGF-1 de metabolik aktivite gösterebilmektedir.
SORU 2:İNSÜLİN TEDAVİSİ KANSERE YOL AÇABİLİR Mİ ?
İnsulin tedavisi yaklaşık 90 yıldır hastaların tedavisinde başarıyla  kullanılmaktadır. İnsulin bir çok hastanın hayatını kurtaran ve uzatan faydalar sağlamıştır. Son yıllarda daha iyi öngörülebilir etkiler elde edebilmek amacıyla farmakokinetiği değiştirilmiş yeni insulin analoglarının mitojenik aktivitelerinin normal insan insulininden farklı olması bu konuların ele alınmasının başlangıcı olmuştur. İnsulin glargin diyabette yaygın olarak kullanılan uzun etkili önemli bir insülindir. Ülkemizde diğer dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında insulin kullanım oranı daha düşük yetersiz metabolik kontrol sonucu ortaya çıkan diyabetik komplikasyonların oranı daha yüksektir.İnsulin glargin kanser arasındaki sebep sonuç ilişkisi düşük bir olasılık olarak değerlendirilmektedir. Konu ile ilgili bilimsel çalışmalar ve tartışmalar henüz tüm bilim çevrelerinin üzerinde konsensus oluşturacağı bir düzeye ulaşmamıştır. Diyabetik hastaların diyabet tedavi seçeneğine bağlı olmaksızın, diyabetik olmayan kişiler için geçerli olan biyokimyasal ve radyolojik kanser tarama testlerini düzenli olarak yaptırmaları ve sakıncalı risk faktörlerinden (sigara vb) uzaklaşmaları önerilmelidir. İnsulin glarginin tek doz insulin olarak kullanıldığında hastalarda  yüksek dozlara (0.5Ü/kg< ) çıkılması gerekliliği durumunda yüksek tek doz uygulama yerine insülinin ikiye bölünmesi veya kısa etkili insulinlerle birlikte kombinasyonu yada hastaya göre veya alternatif farklı protokoller planlanması uygun olabilir. 

NOT:Bu makalenin hazırlanmasında Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneğinin çalışma kılavuzlarından faydalanılmıştır.Daha Ayrıntılı bilgi için http://www.turkendokrin.org/icerik.php?id=19&m=menu17 faydalanılabilir.

Yorumlar